16 Nisan 2009 Perşembe

REDD'in Yeni Albümü 21'e Dair


İlk kez bir albümün tüm süreçlerine uzaktan da olsa tanık oldum her aşamasını takip ettim. Onlar askerdeyken stüdyo albümleriyle ve akustik konser albümleriyle idare ettik. Yeri geldi ''nefes bile almadan'' sevdik. Yeri geldi ''hiç bu kadar acıtmadı hiç kimse senin kadar'' diye haykırdık. Bazen de ''boşver böylesi daha güzel'' diye çekip gittik. Gitmeden evvel nasıl derinliği olan şarkılar yaptıysa bu adamlar her dinlediğimizde yeni bir şey keşfettik. Ama bu özlememize engel olmadı tabi ki. Gerek konserlerdeki samimi ortamı, gerekse şarkılara eşlik ederkenki varoluşumuzu yeniden yaşamayı çok özlemiştik.

Kendilerini ilk dinlediğimde ne yalan söyleyeyim ki ikinci bir albüm yapacaklarına inancım pek yoktu. Bunun nedeni o dönemde rağbet edilen seslerin yönü ve Redd'in bambaşka havasıydı. Fakat bugün gelinen noktada da şunu söyleyebilirim ki Redd sadece önümüzdeki birkaç yıla değil, on hatta yirmi yıla damgasını vuracak bir grup olacaktır. Şarkıları otuz yıl sonra bile dinlenebilen özel bir grup.

Yakıştırmaları benzetmeleri sevmesem de hala dinlememiş olanlar için diyebilirim ki; Pink Floyd, Coldplay gibi grupları seviyorsanız Redd'i daha da çok seveceksiniz.

Redd ile ciddi anlamda ilk tanışmam birlikte çalacağımız bir festival dolayısıyla oldu. O zamana kadar bazı şarkılarını bildiğim hoş müzik yapan adamlardı. Sonra ne mi oldu? Tanıdık, sıcaklıklarını ve içten müziklerini gördük. Canlı dinledik hayran olduk. Eve geldik bir daha dinledik. Sonra konserlerine gittik. Birlikte söyledik. Ağlarken, gülerken, eve yürürken, okula giderken, otobüste, uzun yolculuklarda, güneşlenirken, içerken her yerde her şekilde dinledik bu adamları. Her anımıza tanık oldu güzel şarkıları. Yanımızdan hiç ayırmadık kısacası Redd'i.

Başa dönelim artık biraz evet. 21 diyorduk. Heyecanla bekledik aylarca. Bekleyiş son buldu. Tam 21 şarkılık dev bir eser bıraktı ruhumuza. Yeni alınmış bir oyuncak edasıyla albüm incelenmekte.

* ''Bu albüm, dünyaya tutunmaya çalışan, onu değiştirmeye çabalayan ve bu yolculukla kendine bir yön bulmuş herkesin adına söz almış bir karakterin, 21'in hikayesi.

Albüm 21 isimli karakterin doğumu ile başlıyor. Çocukluk hayallerine, geleceğe dair umutlarına, dünyaya ve çevresinde gördüklerine dair epik öyküler ergenlik dönemi ile birlikte yerini farklı sanrılara bırakıyor. Yaşadığımız dünyanın biçimlendirilmişliğinin hayatlarımızı nasıl sınırlandırdığını gözlemli gözlemliyor, kendi masumiyetinin elinden kayıp gidişine tanıklık ediyor. Bir sonraki episode’da aşk onu tüm bu sorgulamaların içinden çekip çıkarıyor. Albümün son episode’unda ise 21 gerçeklikle tanışıyor. Çocukluk hayallerini ve yaşamını sorguluyor. Ait olduğu gerçeklikten dünyayı anlatıyor ve yaşamı boyunca içinde gizlemeyi başardığı küçücük bir umutla aramızdan ayrılıyor..''
(*Redd)

Albümü şarkı şarkı anlatmayacağım elbette. Çünkü ne film ne de albüm incelemesi yapmayı sevmiyorum. Nihayetinde bu albüm herkeste farklı şeyler uyandıracaktır. Beni etkilediği gibi seni etkileyemeyebilir. Lakin herkeste bir şeyleri yeniden canlandıracağı da su götürmez bir gerçek.

Biz yeterince konuştuk artık sessizlik olsun. Susalım ve dinleyelim.

He bir de mümkünse orjinal albüm alalım!

Yalçın..

3 yorum:

rahat-sız hatun dedi ki...

Bak şimdi cidden merak ettim.


E İndirim ozaman :D

Sincell dedi ki...

sevdim ben albümü zaten adı 21 bi kere uğurlu sayım hadi onu geçtim coldplay'in 42 sunun yarısı bu baya etkiledi beni:D hadi onu da geçtim özlemişim.

taluyka dedi ki...

bende bu albümün metihini çok duydum