24 Kasım 2008 Pazartesi

Eskisi Gibi

Eve geldim bir akşam. Sen yine o koltuğunda.
Gazeteni eğip bana baktın gözlüğün üstünden önce uzunca.
Şaşırmış olan bendim.
Sarıldım boynuna. Öptüm, öptükçe doldum. Sıcacıktı yanakların.
Sen her akşam gibi.
Bense uzun bir aranın ardı.

Yanındayım, sanki yeniden varoluyorum.
Farkediyorum büyüdüğümü hiç el süremeden.
Neredeydin, bir daha gidersen beni de götür lütfen diyesim geliyor..
En sevdiğin kadının sesiyle uyanıyorum ansızın ve yine eksik.
Titriyorum, en çok da omuzlarım üşüyor..
Kollarım bacaklarım uyuşuyor.
Kalkamıyorum hiçbir sabah.
Yine eskisi gibi.


yalçın..

11 Kasım 2008 Salı

Sürrealist Algılar

Aklım mı vardı sırada. Nerden gelmiştik biz. Sürükleniyor muyuz yoksa? Hangi sonuçlara hazırlıyor bu prova.
Duracak mıymış çekersem ellerimi. Gidebilecek miymiş dönmemecesine.
Ah neler diyorum ben. Bıktım artık sizden. Püsküllü hayallerim..


Boş boş konuştuk durduk. Ama o kadar güzel boş konuştuk ki bazen susup gülümsedik. Mutluyduk sanki yıllar sonra ilk kez güldük.
Pek dönmedik zaten geriye. İkimiz de yorgunduk yeterince. Yeniden kaybetmekten korktuk belki de.

Değişmiş miydik çözemedim. Aynı kalmış gibi davrandık.

Dalıp gitmesine müsade etmiyor her suskunluğa birer bakış sıkıştırıyordum. Uzun sessizliklerden ürkerdim. Geri sarardı zamanı. O da istemezdi bunu.
İstese burada olmazdı. Dışarıdaki rüzgarın tam tersine sakindi ruhlarımız. Aklım da onu izlemeliydi.

Varlığımı, tuhaf kıvrımlarının kaygan zeminlerinde dengelemeye çalışırken zaman zaman indiği o kahrolası boşluktan da ebediyen kurtarmalıydım. Farkında olduğumuz ama görmezden geldiğimiz bu sisli havayı dağıtmalıydım artık. Ellerim terlerken sırtımda buz kütleleri hissetmekte içimdense çığlıklar yükselmekteydi. Ama başlayabildim.

…..


Bittiğinde sözlerim nefesimi tuttum ve hareketsizce bekledim. Tek kelime söylemedi, bakışlarıysa bana ulaşmıyordu dahi. Bir deri bir kemik kaldığımı düşündüm uzun süren o sessizlikte. Sadece bir an titreyen dudaklarını görebildim.

Hangi doğru kelimelerin aynı cümlede yer alması gerektiğinden emin değildim.

Ya da en güzel kelimeleri yanyana koymak doğru cümleyi yakalamaya yeter miydi?

Yetmemişti ki ağlamaya başladı. Bunu benimleyken ilk kez yapıyordu. Onu son gördüğümde bile kuru bir ayazdan farksızdı gözleri. Kalkıp yanına oturdum. Sarılmayı istiyor ama beni itmesinden de çekiniyordum. Saçlarına dokundum. Hiç kıpırdamadı ama bir an ürperdiğini hissettim. Ellerimi kokladım. Bir kez daha özlediğimi farkettim.

Boğuk bir sesle geçen zamandan, değişen hayatından bahsetti.

Evet biliyordu sanki tüm olacakları ve bende kalacağını izlerin.. Aylar önce yazdığı fakat yollamadığı mektubu bıraktı avuçlarıma.

Ardından öptü ve son kez uzaklaştı.

Dün acıydı artık yok bende.
Herkes unutur günü gelince.
Sildim geçtim tüm geçmişi.
Nasılsa sende durur diye.

….

Kızgın kırgın hala bakışların.
Ben değiştim sen neden aynı kaldın?

yalçın..