11 Ağustos 2008 Pazartesi

Zahir

Yine güneşli bir pazar günü
Kulağımda şehrin gürültüsü, yüzümde yansıyan gülümsemen
Çıkmışız sokağa, günün sonuna dek huzur veriyor.


Evde olmalı karanlık çökmeden, topladığımız papatyaları suya koymalı..
Çıkarkenki kavgamız unutturdu da yem verdik mi biz balıklara?
Tokken bile aç mıydı onlar ? Evet sen söyledin ya doymak bilmezler.

Biz farklı sanki !? Kim istemez ki fazlasını.

Karnaval var sanki dört bir yanda. Nefesim kesiliyor bu şehirde.
Yo yo hiç ilgisi yok seninle. Sadece bir kaç nemli satır.

Bana bıraktığın apaçık.

Şşsst. Kimse duymasın seni. Birazdan burası cehennem yeri.
Yabancılar geliyor, elleri gümüş duman kokulu. Bir meltem çıkıverse.
Alıp götürse her şeyi.
Hiçbir şeyin her şeyini.

Lalala lalalalala bir ev isterdin bahçeli; panjuru hiç sevmezdin.
Çok güneş isterdi tenin öyle de sıcaktı zaten. Bir de seni bana çekişi..

Ateşte kayıp, derisi yanık, kalbi sönük , bekler durur yağmuru.
Yanmakla kaybolur mu altının değeri ?
Silinir mi ki sarısı, aa sen zaten hiç sevmezdin sarısını.

Serinleten tutkuların vardı. Ayışığında denize girer dansederdin.
Dibe dalar çığlık atar, sonra kahkalarla gülerdin kendine.

Sen özgür, sınırsız ve cesur. Ben korkmaktan kaybederdim.


Bak yine geliyor karlar. Hatırladın mı geçen kışı? Battaniye altında.
Neydi o filmin adı? Hani senin ağladığın. Evet o Anna Karenina.
Aklında mı film sonunda dinlediğimiz şarkı?
Benim açıp sonra kapatmama izin vermediğin,
Dakikalarca bana sarıldığında çalan şarkı.

Nobody knows where you are, how near or how far. Shine on you crazy diamond.

Hadi hadi durma orda. Yaptın daha önce. Yine yap bizim için.
Bari son kez seviş benimle.


Ne olur durma orda. Gel dokun ruhuma.
Bari son kez yap bunu.
Sonsuza kadar yetecek şekliyle..


yalçın..




Hiç yorum yok: