4 Temmuz 2009 Cumartesi

Bir Kadının Seks Günlüğü

Hıncal Uluç ile tek ortak noktamızın Galatasaray olduğunu düşünüyordum fakat yanılmışım. Diario de una Ninfomana filmini kendisi de çok beğenmiş. Neyse ona sonra geleceğiz. Ülkemizde nemfomani kelimesi pek bilinmediği ve filme daha fazla dikkat çekebilmek için biraz da "Bir Kadının Seks Günlüğü" gibi gudik bir isimle gösterime girdi film.

Filmde bir kadın yaşadıklarını anlatıyor. Erkekleri kadınlara anlatıyor aslında kendi üzerinden. Bu anlatımlar sırasında erkek dünyasıyla ne kadar iç içe geçtiğini, erkekleri ne kadar iyi tanıdığını hemen farkediyoruz. Kadın oradan oraya savrulurken alttan alttan da öğütler vermeyi ihmal etmiyor. Ama bunu o kadar güzel yapıyor ki bir an olsun sıkılmıyorsunuz.

Kadınımız bir nemfoman. Nemfomani:Kadınlarda görülen ailesinin yaşının ve psikolojisinin tam karşıtı bir davranışta bulunarak değişik erkeklerle olma isteği ve aşırı seksüel istek duyma ile karakterize bir cinsel işlev bozukluğudur.

Bu terimsel tanımlamayı geride bırakarak devam ediyorum.

Film bir nemfomanın üzerine kurulu olsa da aslında her gün konuştuğumuz bir konuya harika dokunuyor. "Erkek yaparsa kahraman, kadın yaparsa sürtük".

İşte nemfoman kadınımız aldırış etmiyor. Herkes ne düşünür diye takılmıyor. Önüne gelen her erkekle, canının istediği yerde sevişiyor. Bir zaman sonra farklı deneyimler yaşamak için bir sosyete genelevinde çalışmaya başlıyor. Kendini doyururken, aslında kadından bile daha karmaşık olduğuna inandım erkekleri çözüyor... Çıkardığı sonuç ise filmin sonunda zihinlerde yer buluyor zaten.

Yatakta harikalar yaratan, seks makinesine dönüşen, kadını uçurup iyi tatmin eden erkek mutlaka aldatıyor.
Daha çocuksu bir sevgi besleyen, aşık olan erkek ise yatakta pek başarılı değil, üstelik de kıskanç.

Her manada iyi anlaşılan erkek ise eşcinsel.

Bu filmin nihai bölümüdür. "A evet böyledir. Yok canım benim sevgilim bana aşık ama yatakta da gayet başarılı" diyorsanız bilemeyeceğim. Sonuçta günlüğün sahibi Valério Tasso. Kendisi şimdilerde seksoloji üzerine doktora yapmaktaymış. Çapkın, kuralsız, özgürlükçü ve hafif meşrep olarak tanımlıyor kendisini.

Filmi izleyen bir çok arkadaşım beğenmeyecek eminim. Daha yarısına gelmeden kapatacak hatta onu da biliyorum. Ama ben beğendim. Neden beğenmedin de demem kimseye. Sonuçta seks herkesin hayatında farklı noktalarda yaşadığı bir şeydir. Üzerimde 9.5 hafta ya da Vahşi Orkide etkisi yaratmadı ama Melissa P.'den her anlamda daha kaliteli bir film. Gerek seks sahneleri gerek oyunculuklar çok doğal.

Hiçbir bölümde rahatsız olmadım. Anlatımlar gayet vurucuydu. Bu nasıl film ya diyenler için kadının bir nemfoman olduğunu tekrar hatırlatırım. Biraz açık olalım artık. Gidin yapın demiyorum kimseye. Ama film bu sonuçta. Nemfomani hastası bir kadının başından geçenlerin anlatıldığı bir film üstelik. Forumlarda, sinema sitelerinde yapılan yorumlara inanamadım. 2 tane seks sahnesi görüp rezalet demek yapılan sanata saygısızlık gibi geliyor bana. Sonuna kadar izlemeden bir film için nasıl yorum yapılabilir ki?

Neyse sinemada izlenir mi derseniz bu kişiliğinizle alakalı. Ben vizyona girmeden evde izlemiştim. Anca zaman bulabildim yazı ondan gecikti biraz. Beni tanıyanlar bilir film anlatmayı hiç sevmem. Ama bu filmi nasılsa birçok kişi biraz izleyip kapatacak. O nedenle anlattım..

Uzun bir aradan sonra sert bir giriş oldu sanki ama arkası gelecek.

Yalçın..