10 Haziran 2009 Çarşamba

Nihayet Dönebildim, Oh Be!

Yıkılmıştım en son alttaki postta görüldüğü üzere atlatmam da kolay olmadı nitekim. Şaka şaka. Öğrendiğim andan itibaren hızla yenilenme sürecine girdim. Pek vaktim yoktu Erol Evgin'e takılıp kalmak için..

Sondan bir önceki yazımda tez falan diyordum. Evet tezi verdim o yazıdan birkaç gün sonra. Lakin beklendiği üzere düzeltme verdiler. Arada da finaller olunca kabus devam etti. Nihayetinde Mayıs sonunda tezi verdim sınavları yedim bitirdim. Beklediğim ve özen gösterdiğim tüm dersler AA geldi. Mutluyduk. Bitmeyen okulun bitirme tezi tamamlanmıştı. Şimdi seneye bitecek okulun kepini atmalıydık.

Öncesinde Sevgili Bern'in mezuniyet yemeği vardı. Oraya katıldık.. Müzik dışında güzel bir geceydi. Gecenin sonunda saldırılan kokoreç harikaydı. Geceden birkaç kare.(haftasonu dergisi fotoğraf alt bilgisi gibi oldu haha).


Sonra benim kep atma anlarım yaşandı. Zerre heyecan yoktu içimde. Sırf anne ve abla mutlu olsun diye gittim. Belki de okul bu yıl bitmediği için o mezuniyet havasına giremedim. Seneye yine atacağım ama. O zaman şartlar farklı olacağından söylerim hissettiklerimi.


2004 yılında liseden mezun oldum kep kafamda durmuyordu bir türlü tutturamamıştım. Sene 2009 yine aynısı oldu. Kepli güzelce tek fotoğraf çektiremedim iyi mi :( Neyse ki bende şimdilik çektiririm güzel fotoğraf. (Aile, akraba, mahalle ister bunları hep. Kulağına küpe canım blogger). Antalyamızın güzide sıcakları ve kep tak çıkar olaylarından ötürü saçlarım dağılmış. O yüzden şimdilik bir kare koyamıyoruz.

Şimdi bu Bernlerin ev var ya süper bir yerde. Nasıl süper derseniz de. Bir tarafı denizi bir tarafı da Antalya Atatürk Stadı'nı görmekte. (Ne müthiş ikili demi demi). Neyse onlarda tıka basa yemek yediğimiz bir akşam ben çok özlediğim bir şeyi buldum. Davul fırın. Evet efsane davul fırın. Tahmin edileceği üzere benim bulduğum yer de bir buzdolabının üstündeydi. Başka bir yerde olması beklenemezdi zaten ehe. Hastayımdır ben bu fırına. Çocukluğum geçer gözümün önünden. Neyse ben bu kardeşimi bulunca fazlaca ilgi gösterdim haliyle. Evdekiler de şaşırdı ''noluyoruuuzz'' tavırlarıyla beni izlediler ama hasretimi gideremedim. "Ver dedim" vermediler. Çok güzel ama ya bakar mısın şuna..


Neyse bu kadar işte kişisel şeyler. Son zamanlarımda bu tip güzellikler oldu diyebilirim. Onun dışında Galatasarayımız olay yaratacak bir hamle yaptı. Mutluyum heyecanlıyım bu durumdan.

Sıcaklar kendini koyverdi. Durduramıyoruz her gün artıyor. Antalya'ya gelecek olan varsa bir kez daha düşünsün. Ege tarafları daha ideal benim gözümde.

Başka başka.. Dinleneceğim bir süre. Sonra oturup karar vereceğim. "A lot like love" vari takılacağım sanırım ister istemez. Okul bitmediğinden mütevellit boşluğa düşmedim. Filmler izleyeceğim. Belki yeni bir diziye başlarım. Konserlere gideceğim. Prison'ı özleyeceğim. Spoiler vermeyeceğim.

Son posttan beri tam 1 ay geçmiş. Bu süreçte yalnızca üç beş kez okuyabildim arkadaşlarımın bloglarını. Eksik hissediyorum kendimi. Yarından itibaren yavaş yavaş okumalıyım.

Heyecanlı olanlar var haftasonunu bekleyenler var onlara sevgilerimi sunuyorum.
Hepimiz için Mika - Relax.

Oh be döndüm :)

Yalnız şu kediler çok garip hayvanlar ha..

Yalçın..